Gündem

Adım Adım yürüyorlar… Hedef yine Erdoğan! Nasıl mı?

Türkiye’de yaşanan ve birbirinden kopukmuş gibi görünen ancak bütününe baktığımızda; büyük, derin ve kirli bir planın olduğunu ortaya koyan yazarımız Mustafa Özer yine çok konuşulacak bir yazı kaleme aldı! ‘ Erdoğan'ın SİSİ'si kim olur?’’ diye sordu! Mutlaka okuyun ve okutun…

İşte Özer'in dikkat çeken o yazısı:

Afrika’da AİDS’in yaygınlaştığı günlerdi! Avrupa’lı Hıristiyan bir misyoner, Mozambik'te cemaatine vaaz verirken, ülkede yaygınlaşan AİDS’ten kurtulmanın yollarından birinin "bakire kızlarla birlikte olmak olduğunu" söyledikten kısa bir süre sonra ülkede tecavüz olayları öyle artış gösterdi ki, bir kaç aylık kız çocukları bile tecavüze uğramaya başladı. Bu söylem öyle hızlı yayıldı ki; söz kendini ve söyleyeni aşarak gerçek tedavi yöntemi olarak algılandı.

Daha da korkuncu ise bu facia Afrika’nın bir çok bölgesine yayıldı. Bu rezil durumun önüne geçmek için bu defa, ‘’nasılsa çok nadir bulunuyor’’ düşüncesiyle birileri; "aslında albino bakirelerle birlikte olunca AİDS’ten kurtulunuyor!" saçmalığını ortaya attı. Albino bireylerin en çok bulunduğu Tanzanya'da çok kısa sürede aralarında bebeklerinde bulunduğu 63 kız çocuğu tecavüz edilerek öldürüldü. Öyle ki Albino’ların vücut parçalarının farklı hastalıklara iyi geldiğinden bahisle zengin olmanın da yöntemlerinden biri olduğuna da inananların sayısı her geçen gün artıyordu. Albino’ların bakireleri yetmiyordu artık! Tüm albinolar kaçırılmaya, tecavüz edilmeye ve vahşice organları kesilerek satılmaya başlanmıştı. Katledilenlerin sayısı İnsan Hakları Komitesi tarafından açıklandı. Kayda geçmeyenler hariçti tabi! Sayı korkunçtu!

Dahası da var! 

‘’Dini bir söylemmiş gibi başlayan ifadeler’’ üzerine eklemeler yapılarak öyle bir  yayıldı ki; Asya kıtasına sıçradı ve AİDS'li bir çok Çin'li, Kamboçya'ya geçerek Kamboçya'lı küçük kız çocuklarına tecavü etmeye başladılar! 

‘’Din adamları’’ her devirde ve her toplumda etkili olmuşlardır. Dilleri kimi zaman bıçak gibidir, insanı da keser katliam da yaptırır, Ekmeği de keser yoksula bölüştürür. Sırp papazların çentikleri kutsadığı görüntüler halen dimağlarımızdadır. Papa II. Urban haçlı seferlerini hangi mottoyla başlatmıştı hatırlayın! God Will’s İt! Tanrı böyle istiyor! 
Tanrı’nın çocukları, İsa’nın kuzuları önce dindaşları Ortodoks Bizans’ı yağmalamış ve kadınlarına tecavüz etmişti! 

Süreç 4 yıl sürdü! 

Ve 15 temmuz 1099’da Anadolu’yu yaka yıka geçerek Kudüs’e girdiler!

Önemli olan ‘’din adamının’’ neyi, ne zaman ve niçin söylediğidir.

Din ve Bilimin ‘’çelişkiler’’ barındırdığı iddialarıyla, ‘’deizm’’ tartışmalarının zirve yaptığı bir dönemde sn Diyanet İşleri Başkanı'nın Cuma Hutbesi’nde Eşcinselliğe Kur’an perspektifinden hatırlatmalar yapmasıyla LGBT lobisi ayaklandı! Erbaş, nasırlarına değil, damarlarına basıyordu! 
Ancak evine kapanmış ve ekonomik darboğaza girmiş, yarının kesinlikle ne olacağını bilmeyen sıradan vatandaşta Erbaş’a hak verirken diğer yandan da ‘’Ne oldu da şimdi hutbede eşcinseller konu oldu? O kadar mesele varken bu da nerden çıktı?’’ diye içten içe soruyordu!

Ali Erbaş'ın hutbeden söyledikleri kesinlikle doğruydu. Bu, onun değil Allah'ın sözleriydi. Kur’an ayetlerini okuyordu! Tartışılamazdı ama neden EŞCİNSELLİK şimdi hutbede konu ediliyordu? 

Oysa en galiz saldırıları yapıyorlar, ezanları ıslıklıyorlarken, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği krizleri, kadının beyanı tartışmaları varken ve halen de sürerken güçlü tepki verilmişmiydi ki?
Sayın Başkan’a biz, ‘’şu konuyu seçip konuşmalıydın’’ diyemeyeceğimize göre yine de ‘’seçtiği konu ve zamanlama doğru muydu?’’ diye soranlarda çıkacaktır! 

Korona üzerinden; ‘’bir doktorun yaptığını yüzbin imam yapamadı! Bu imamlar ne işe yarar?’’ şeklinde kin ve nefret söylemlerine şahit olmuş ve "yüzlerce İmam Hatip Okulu bir şişe kolonya etmedi" diyenlerin gürültülerine kulaklarımız maruz kalmışken, dini değerlerimize tabi ki özel bir önemle sahip çıkacaktık! Hele de Diyanet İşleri Başkanı’ına!

Ama ortada bir paradoks vardı! Bu ve benzeri tartışmaların olduğu bir dönemde, sanki ‘’her şeyin sorumlusu eşcinsellermiş!’’ algısı oluşturacak malzemeyi bulanlar, bunu fırsata dönüştüreceklerdi! Öyle de oldu! 

Ve bu durum tehlikeli bir tartışmaya kapı aralamış görünüyor!
Tehlikeli diyorum! 
Neden mi?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ