İşte Hakan'ın yazısının ilgili bölümü...
"HEM GAZETECİ HEM YALANCI
DÜN bütün gün sosyal medyada bir yalan dolaştı durdu.
*
Güya tıp fakültesi öğrencisi bir genç kadın, Nihat Hatipoğlu’na...
“Hocam, ameliyat sırasında namaz vakti gelse, ameliyatı bırakıp namaz kılmak daha fazla sevap değil mi?” diye bir soru sormuş.
*
Sonra anlaşıldı ki...
Yok böyle bir soru!
Yalan.
Baştan sona yalan!
*
İşin en vahim tarafı ise şuydu:
Bu yalanın altına anlı şanlı gazeteciler bile en aşağılık hakaretlerle yorumlar yazdılar.
*
Önüne gelen bir bilginin doğruluğunu araştırmak için kılını bile kıpırdatmaya gerek duymayan gözü dönmüş gazeteciler bunlar.
Pervasızlıklarının, cüretkârlıklarının, utanmazlıklarının dayanak noktası ise şu:
Biliyorlar ki kendi mahallelerinden hiç kimse bunlara dönüp de “Yahu sen nasıl gazetecisin” demeyecek.
FARK
ÂLİM ile cahil arasındaki fark şudur:
Âlim öğrenmeyi sever.
Cahil öğretmeyi sever."