Star Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, daha önce birçok kez Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan hakkında yazı yazmıştı. Yazılarında Ahmet Hakan için gizli FETÖ'cü ifadelerini kullanan Gülerce, Hakan'ın 24 Aralık 2015'te yazdığı ''Fethullah’ın yaptığına ‘darbe’ diyebilir miyiz?'' ara başlıklı yazısını tekrar gündeme getirdi.
BEN YAZSAM 50 KERE SORUŞTURMA GEÇİRİRDİM
Gülerce twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, ''Şu yazıyı Ahmet Hakan 15 Temmuz FETÖ ihanetinden 6 ay önce yazıyor. Sanki darbeyi biliyor... FETÖ'nün darbe yapmayacağına dair teminat veriyor. Bu yazıyı ben yazsaydım 50 defa soruşturma geçirirdim...'' ifadelerini kullanarak tepki gösterdi.
İşte Gülerce'nin bahsettiği Ahmet Hakan'ın ''Fethullah’ın yaptığına ‘darbe’ diyebilir miyiz?'' ara başlıklı yazısının tamamı:
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen’in yaptığına “darbe girişimi bile” denilemeyeceğini savundu.
Hakan darbe girişimi için toplumsal desteğin, silahlı gücün, yasal dayanağın olması gerektiğini belirterek, Fethullah Gülen’de bunların hiçbirinin olmadığını söyledi. Hakan, “
“17/25 Aralık olayı” ile ilgili olarak her şeyi söyleyelim ama “darbe” demeyelim. Aksi takdirde hakiki darbecilere ve darbelere büyük haksızlık yapmış oluruz” ifadelerini kullandı.
Ahmet Hakan’ın Hürriyet’te “Fethullah’ın yaptığına ‘darbe’ diyebilir miyiz?” alt başlığıyla yayımlanan (24 Aralık 2015) yazının ilgili bölümü şöyle:
“17/25 Aralık olayı” için...
-“Fethullah’ın devlet içindeki adamlarının, yolsuzluğu bahane edip hükümeti yıpratma girişimi” diyebiliriz.
-“Fethullah’ın yargı ve polis içindeki unsurlarını kullanarak... Bakan düşürme, hatta başbakan düşürmeye kadar varacak bir maceraya kulaç atma olayı” diyebiliriz.
-“İleride bir gün belki aramızda savaş çıkar diye biriktirilmiş ancak gün yüzüne çıkarılıp çıkarılmayacağı belli olmayan yolsuzluk dosyalarının bir anda gün yüzüne çıkarılması olayı” diyebiliriz.
*
Ama “DARBE” diyemeyiz.
Hatta “DARBE GİRİŞİMİ” bile diyemeyiz.
*
Neden?
Bunun beş temel nedeni var.
Sayıyorum:
*
-BİR: Böyle bir darbenin gerçekleştirilebilmesi için “toplumsal destek” şart. Oysa Fethullah’ın toplumda bırakın darbe yapmayı, seçimde yüzde 3 alacak kadar bile bir karşılığı yok.
*
-İKİ: Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için “silahlı güç” şart. Oysa Fethullah’ın silahlı gücü falan yok. (“Ama polis” falan diyecek olanlara soruyorum: Bir-iki yargıç, savcı ve polis şefiyle darbe mi yapılır?)
*
-ÜÇ: Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için “tank, top, jet” falan şart. Oysa Fethullah’ın savcısı, yargıcı, polisi falan var ama tankı, topu, jeti yok.
*
-DÖRT: Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için şeklen de olsa “yasal dayanak” şart. Oysa Fethullah’ın ve adamlarının ellerinde şeklen bile olsa yasal dayanağı yok.
*
-BEŞ: Böyle bir darbenin gerçekleştirilmesi için... Ülkedeki tüm boyunların darbecilerin önüne kuzu kuzu uzanması şart... Oysa bu devirde hiç kimse boynunu Fethullah’a bir kuzu gibi uzatmaz.
*
Velhasılıkelam.
“17/25 Aralık olayı” ile ilgili olarak...
Her şeyi söyleyelim ama “DARBE” demeyelim.
Aksi takdirde...
Hakiki darbecilere ve darbelere büyük haksızlık yapmış oluruz.