Ahmet Hakan'ın köşe yazısı şöyle;
Enver Aysever diye bir “gazeteci/yazar” var.
Muhalif, solcu falan.
İzmir belediyesi, işte bu şahsın adresine teslim bir ihale düzenlemiş.
*
Nedir ihale?
Gelin, detaylarına bakalım:
*
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 18 günlük bir “okuma-yazma ve yazarlık atölyesi” düzenlemeye karar vermiş.
Bunun için de ihaleye çıkmış.
İhale şartnamesini okudum.
Şartnamede şöyle bir cümle var:
*
“Yüklenici firma, gazeteci-yazar Enver Aysever ile aralarında yaptıkları protokolü, idareye sunacaktır.”
*
Ne demek bu?
Gayet net:
*
Yükleyici firma, hangi firma olursa olsun...
İhaleyi Enver’in kazanacağı baştan belli demek.
*
Gelelim işin parasal karşılığına...
Ne kadar alacak bu işten Enver Aysever?
*
18 gün için alacağı para:
238 bin 500 lira...
*
Yani günlüğü 13 bin 250 liraya geliyor adamın.
Masraflar hariçtir tabii...
Oteli, yemeği falan...
*
Yıldız Teyze’nin torununa süt alamadığı şöyle bir ortamda...
Gayet iyi para!
Ne iyi parası yahu!
Deli para!
*
İktidarın bu türden uygulamaları karşısında yeri göğü ayağa kaldıranlar, İzmir belediyesinin Enver Aysever’in adresine teslim ettiği bu ihaleyi görmezden geliyorlar.
*
Neden susuluyor?
*
Bunun iki nedeni olabilir:
*
- BİRİNCİ NEDEN: “Şimdi sırası mı? Tam da AK Parti’yi iktidardan indireceğimiz şu günlerde...” diye düşünülerek susuluyor olabilir.
*
- İKİNCİ NEDEN: “Hep onlar mı yiyecek? Biraz da bizim Enver semirsin. Bal tutan parmağını yalar” diye düşünülerek susuluyor olabilir.
*
Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim:
*
Türkiye’de prensip mücadelesi verilmez.
Türkiye’de “Onlar gitsin, biz gelelim” kavgası yapılır.