''Belki de her şey Nixon’ın ulusal güvenlik danışmanı, 27 Mayıs 1923 Almanya doğumlu Amerikalı siyaset bilimci, diplomat ve Nobel Barış Ödülü sahibi Henry Alfred Kissinger’in 9-11 Temmuz 1971’de Pekin’e yaptığı bir ziyaret ile başladı.'' sorgusunda bulunan Karabulut, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İşte Karabulut'un söz konusu yazısı:
Aslında Trump’lı ABD, DSÖ’yü bırakmadı. Bırakan Bill Gates’in kontrolünde olan DSÖ’dür.
ABD, DSÖ’ye en fazla mali katkı sunan ülke konumundaydı. Organizasyona 2020 ve 2021 yıllarında toplam 232 milyon dolar mali yardım yapması öngörülüyordu. Ama artık bu yardım olmayacak. ABD’nin DSÖ’ye karşı frene basmasının ardından, örgütün ikinci bağışçı statüsünde olan 5 nüfuslu Bill Gates’den 100 milyon dolar geldi. 1 milyar 393 milyon nüfusu olan Çin’de hemen kesenin ağsını açtı. Daha önce 40 milyon dolar olan yardımını, 2 milyar dolara çıkartacağını duyurdu.
Çünkü yeni dünya düzenin kuruluşunda operasyonun merkezi, Pentagon değil, 12 Mart 2020 tarihinde Covid-19 adı ile sanal salgın ilan eden DSÖ olmuştu.
HENRY ALFRED KİSSİNGER 40 DEFA ÇİN’E GİTTİ
Belki de her şey Nixon’ın ulusal güvenlik danışmanı, 27 Mayıs 1923 Almanya doğumlu Amerikalı siyaset bilimci, diplomat ve Nobel Barış Ödülü sahibi Henry Alfred Kissinger’in 9-11 Temmuz 1971’de Pekin’e yaptığı bir ziyaret ile başladı. Sonra bu ziyaretler sıklaştı. 1973’te Mao Zedong, ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile Sovyet hegemonyasına karşı mücadele konusunda aynı paralelde olduklarını söyledi. Şubat 1974’te Mao, üçüncü dünya ülkesi olarak tanımladığı Çin üzerinden, “Üç Dünya Teorisi”’ni oluşturduğunu ilan etti. Bu teorinin, 1974 yılının Nisan ayında Deng Xiaoping tarafından BM Genel Kurulu’nda duyurusu yapıldı.
Asıl aktör ise Çin’e 40 defa ziyaret yapan Henry Kissinger’den başkası değildi. Küresel güçlerin uydurdukları komünizm ile Çin, dünya ekonomisinin üretim merkezi olacaktı. ABD ile Avrupa, ekonominin temel unsurunun, üretim ve istihdam olduğunu anlayacaktı.