Habervakti.com yazarı Prof. Dr. Osman Çakmak Milli Eğitim Bakanının değişmesi üzerinden milli eğitim de yaşanan sorunları analiz ettiği yazısını okuyucusuyla buluşturdu.
Çakmak yazısında, ''Sayın Bakan, öncekiler gibi yine “yap boz, sil baştan” uygulamalarına devam edecek. Yada aklın ve bilimin ışığında hareket edecek'' ifadelerini kullandı.
''2002'den bu yana her değişim bir yap bozdan ibaret kaldı. Asıl yerli ve milli çözümlere; dinamiklerimizi eğitimin içine katacak çabalara sıra gelmedi.'' diyen Çakmak bu paradokstan çıkış yollarına işaret etti.
İşte prof. Dr. Osman Çakmak Hocamızın ''Tekelci müfredat çözümsüzlüğün kaynağı'' başlıklı sadra şifa yazısı:
Milli Eğitim Bakanının değişmesi ile gözler tekrar kriz noktasındaki eğitime çevrildi.
Yeni Bakanın önünde iki yol görünüyor:
Sayın Bakan, öncekiler gibi yine “yap boz, sil baştan” uygulamalarına devam edecek.
Yada aklın ve bilimin ışığında hareket ederek, problemin kaynağını görüntüsünden ayırt edecek; yani semptom-belirtiler yerine asıl kök problemlere yönelecek.
Önceki yazımızda “Yeni Milli Eğitim Bakanı İşe Nereden Başlamalı? “ başlıklı bir yazı kaleme almıştık. O yazıda eğitimdeki kimlik sorununu dile getirmiş; halihazır sömürü düzenine karşı eğitime “ruh” ve mana/muhteva kazandıracak “yerli ve milli” çözüm yollarını gündeme getirmiştik.
Bu yazımızda ise eğitimi “halka/topluma” mal edecek çözüm yolları üzerinde duracağız.
Erdoğan Hükümetleri zamanında 2002 yılından itibaren birçok Milli Eğitim Bakanlarımız oldu. Milli eğitim sisteminde değişim üstüne değişimler yaşandı. Diyebiliriz ki her değişim bir yap bozdan ibaret kaldı. Asıl yerli ve milli çözümlere; dinamiklerimizi eğitimin içine katacak çabalara sıra gelmedi.
Sayın Cumhurbaşkanı bu gerçeği bir defasında şu şekilde ifade etmişti...