Türkiye’nin “Mavi Vatan” doktrini ile denizlerdeki hak ve menfaatlerini koruma stratejisi Yunanistan’da ciddi endişelere neden oluyor.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Aleksandros Diakopulos, Türkiye’nin kendisini jeopolitik olarak yeniden tanımladığını belirterek, uyardı. Yunanistan’ın en prestijli gazetesi olan Kathimerini’ye bir analiz yazan Miçotakis’in Ulusal Güvenlik Danışmanı Diakopulos, Türkiye’nin jeopolitik olarak bölgede kendini yeniden tanımladığını ifade etti.
Diakopulos, yazısında “Türkiye’nin Libya, Azerbaycan, Suriye’de ve PKK/YPG’ye karşı giriştiği savaşta elde ettiği başarılar, ülkedeki coşkuyu daha da artırdı. Bugünün milliyetçi Türkiye’si kendisini Lozan çerçevesine hapsolmuş hissediyor ve onu aşarak onu ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu strateji uzun vadede kaybedecektir. Ama kısa sürede Yunanistan ve Kıbrıs için son derece tehlikeli. Fransa ve bölgedeki büyük oyuncu Amerika bile Türkiye’nin hamlelerinden rahatsız ve endişeli” dedi.
“Türkiye deniz yollarını kontrol edecek”
Mavi Vatan Doktrini ile Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de çok geniş bir alanda hakimiyet kurmaya çalıştığını ifade eden Diakopulos, “Ankara eğer başarılı olursa Karadeniz ve Süveyş’ten Orta Akdeniz’e uzanan deniz yollarını kontrol edecek. Amacı Asya, Avrupa ve Afrika’yı birbirine bağlayan jeostratejik ve jeoekonomik bir merkez haline gelmektir. Üstelik Mavi Vatan planı diğer ülkelerdeki Türk üsleri tarafından da destekleniyor. Libya sayesinde Kuzey Afrika’da ve Somali sayesinde de Kızıldeniz’e açıldılar. Son 20 yılda Türkiye’nin donanma ve savunma sanayisini geliştirmek için astronomik meblağlar yatırdığını da belirtmekte fayda var” ifadelerini kullandı.
Afrika ve Pasifik’te olan etkisini genişletiyor
Türkiye’nin savunma ihracatı konusunda Pasifik bölgesinde de etkisini arttırdığını ifade eden Diakopulos, “Son 6 yılda Afrika’da 26 büyükelçilik açtılar. Pakistan ve Malezya gibi ülkelerle savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmalarıyla Pasifik’e olan erişimini genişletti” dedi.
Miçotakis’in danışmanı yazısını şöyle bitirdi: “Türkiye ile ilişkilerimiz söz konusu olduğunda, tedbirli, esnek ve becerikli olmalıyız. İttifaklarımızı güçlendirmemiz ve çıkarlarımızı ABD ve Fransa’nınkilerle ilişkilendirmemiz gerekiyor. AB ve NATO bağlamında nasıl hareket ettiğimiz konusunda sinerji yaratmalı ve ustalık kazanmalıyız. Son olarak, potansiyel olarak sıkıntılı durumları daha da kötüleştirmemek için, başarısızlıktan kaçınmak için kararlılık ve sağduyu arasında doğru dengeyi bulmalıyız. En önemlisi, donanmadaki varlığımızı güçlendirmemiz gerekiyor.”
(YeniAkit)